İcra & İflas Hukuku
İcra & İflas Hukuku
Alacakların tahsili için gerekli takip ve işlemlerin yapılması, ticari ve şahsi alacakların tahsili, itirazın iptali ve itirazın kaldırılması, menfi tespit davalarında alacaklının veya borçluların temsili gibi icra ve iflas hukukunu ilgilendiren davaların açılması ve takibi hizmeti sunmaktayız.
Ankara İcra Avukatı – Ankara İcra Takibi Avukatı – Haciz Avukatı
İcra & İflas Hukuku Nedir?
İcra hukuku, borçlarını alamayan alacaklıların talepleri üzerine; devlet zoruyla borçluların taşınır veya taşınmaz mal varlıklarına el konulup satılarak, borçların tahsil edilmesini konu alan bir hukuk dalıdır.
Cebri icra, borçlunun ancak borcuna yetecek kadar mal varlığı üzerinde uygulama alanı bulur. Cebri icra ile borçlunun taşınır veya taşınmaz mallar haczedildikten sonra bu mallar satılarak, alacaklıya borcu ödenmektedir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki; icra takibi, bir dava açıldığı anlamına gelmemektedir. İcra takibinin tarafları da davalı ya da davacı olarak isimlendirilmez. Taraflar, borçlu ve alacaklıdır. Burada amaç, borçlunun borcunu ödemesi amacıyla icra organlarınca takip yapılmasıdır.
İcra ve İflas Hukuku, hukukun uzmanlık gerektiren bir alanıdır. Borçların tahsil edilmesi için takip açılması veyahut aleyhe açılan bir takipte itiraza ilişkin usullerin izlenmesi gibi konuların oldukça dikkat ve özenle yürütülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde ağır ve geri dönülemez hak kayıplarıyla karşılaşma ihtimali doğabilecektir. Bu sebeple hak kaybına uğramamanız açısından, alacaklı veya borçlu hangi taraf olursanız olun; icra hukuku alanında uzman bir avukat ile görüşerek hukuki danışma hizmeti almanızı tavsiye etmekteyiz.
Cebri İcra Nedir?
Cebri icranın sözlük anlamı, zor kullanarak yerine getirmektedir. Daha geniş anlamda ise bir borçlunun, borcunu ödememesi halinde veya bir dava sonucunda verilen hükme riayet etmemesi halinde; borcun devlet iradesiyle zorla tahsil edilmesi işlemidir.
Cebri İcra Çeşitleri Nelerdir?
Cebri icra, cüzi icra (icra hukuku) ve külli icra (iflas hukuku) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Cüzi İcra: Bir veya birden fazla alacaklıya karşı borcu olan borçlunun borçlarını ödememesi halinde; alacaklılardan birinin hukuki yollara başvurması sonucunda, borçlunun sadece hacze konu olan mallarının satılarak alacaklıya ödenmesidir.
Cüzi icra da kendi içerisinde ilamlı icra takibi ve ilamsız icra takibi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Asıl olan ilamlı icra olmasına rağmen uygulamada daha çok ilamsız icra ile karşılaşılmaktadır. Yazımızın devamında ilamlı ve ilamsız icra takipleri daha detaylı şekilde açıklanacaktır.
Külli İcra: İflas hukuku olarak da bilinen külli icra ise borçlunun tüm mal varlığı ile bütün alacaklılarına karşı sorumlu olmasıdır. Borçlunun haczedilebilen bütün malları cebri icra konusu dahilindedir. İflas sonucunda borçlunun tüm mallarına el konulup satılarak borçları ödenmektedir. Ayrıca iflas hukuku sadece tacirler açısından söz konusu olmaktadır.
İlamlı İcra Takibi ve İlamsız İcra Takibi Nedir?
İlamlı ve ilamsız icra takipleri yukarıda da dile getirmiş olduğumuz üzere cüzi icranın iki alt kolunu oluşturmaktadır. Peki ilamlı ve ilamsız icra nedir? Farkları nelerdir?
İlamlı İcra Takibi
İlam kelime anlamı olarak, bir yargılama sonucunda taraflara verilen hüküm nüshasıdır. Bazı durumlarda kişiler mahkeme kararlarına uymayabilmektedir. Böyle bir durumda hakları ihlal edilen kişiler, mahkeme kararının yerine getirilmesi için mahkeme ilamına dayanarak icra takibi başlatabilecektir. Sonuç olarak, mahkeme kararına dayanarak yapılan icra takibine “ilamlı icra takibi” denilmektedir.
Para ve teminat alacakları için ilamlı icra takibi yapmak zorunlu değildir. Kişiler isterse ilamsız icra takibi de yapılabilmektedir. Ancak; para ve teminat alacağı dışındaki alacaklar için (bir işin yapılması veya taşınır ve taşınmaz teslimi vs.) ilamsız icra takibi yapılamamaktadır. Bu alacaklar için; icra takibi yapılmadan önce dava açılarak ilam alınması gerekmektedir.
İcra İflas Kanunu 38.Maddeye göre ilam niteliğinde belgeler:
- Mahkeme huzurunda gerçekleşen kabul ve icrai nitelikteki feragatler,
- Mahkeme huzurunda yapılan sulhler,
- Kayıtsız şartsız para borcu ikrarı içeren düzenleme biçimindeki noter senetleri,
- İcra dairesindeki kefaletler,
- Temyiz kefaletnameleri ve istinaf kefaletnameleri.
İlamsız İcra Takibi
Bu takip yolunda sadece para ve teminat alacakları için başvurulabilmektedir. İlamsız icra yolu ile takipte mahkeme kararı da gerekli değildir. Öncesinde bir yargılama yapılmadığı ve mahkeme kararı bulunmadığı için; borçluların ilamsız icra takibine karşı itiraz hakları bulunmaktadır.
İlamsız icra da kendi içinde dört ayrı takip türüne ayrılmıştır. Bunlar;
- Genel haciz yoluyla takip
- Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip
- Rehinin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip
- Kiralanan taşınmazların ilamsız tahliyesine ilişkin takip yolu
Genel haciz yoluyla takip: İlamsız icra takibinde asıl olan takip türüdür. Genel haciz yoluyla takip, para ve teminat alacakları için öngörülmüştür. Bu takip yolu için herhangi bir senet veya belgeye ihtiyaç bulunmamaktadır.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip: Alacaklıların bu yola başvurabilmeleri için ellerinde kambiyo senedi niteliğinde bir belgenin bulunması gerekmektedir. Kambiyo senetleri kanunda sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar: poliçe, bono ve çektir. Bu sayılanlar dışındaki bir kıymetli evrak ile bu takip yoluna başvurulamamaktadır.
Rehinin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip: Alacaklılar, alacaklarını rehin ile temin altına alabilmektedir. Rehinle temin edilmiş olan bu alacaklar için ise doğrudan ilamlı veya ilamsız takip yoluna başvurulamamaktadır. Rehin ile temin edilmiş alacağı olan alacaklı, alacağını tahsil etmek için ancak bu takip yoluna başvurabilecektir. Rehin alacaklısı, vadesinde ödenmeyen borç için rehinli malın satılmasını ve satış sonucunda elde edilen bedelden alacağının karşılanmasını isteyebilmektedir.
Kiralanan Taşınmazların İlamsız İcra Yolu ile Tahliyesi: Kiralanan taşınmazların tahliyesinde asıl olan; kiracıya karşı Sulh Hukuk Mahkemesi’nde tahliye davası açılması ve dava sonucunda alınacak tahliye ilamı ile takip başlatılarak taşınmazın tahliyesini sağlamaktır. Ancak kanunda, bazı durumların varlığı halinde tahliye davası açılmaksızın, doğrudan icra takibi başlatılabileceği düzenlenmiştir.
Buna göre;
- Kira bedelinin ödenmemesi halinde: Kirayı ödemeyen kiracının, kira bedelini ödemesi ve kiralanandan tahliyesi için mahkemeye başvurmaksızın bu takip yoluna başvurulabilmektedir.
- Kira süresinin bitmesi: Bu durumda ise kiraya verenin elinde tahliye taahhüdünün bulunması gerekmektedir. Bu taahhüt varsa ve yapılan ihtarnameye rağmen ödeme emrine itiraz edilmemiş ise kira süresi biten kiracı, icra dairesine başvurularak tahliye ettirilebilmektedir.
Ödeme Emri Nedir?
Ödeme emri, alacaklı kişilerin takip talebi üzerine, icra daireleri tarafından borçluya gönderilen belgedir. İcra takibi talep edilen icra dairesi, takip talebinin kanuni şartları taşıdığını görürse ödeme emri düzenler ve borçluya gönderir. Ödeme emrinde, borçluya borcunu ödemesi ve itirazı bulunuyor ise bu itirazı bildirmesi gerektiği iletilmektedir.
Ödeme emrinin tebliğ edilmesi, icra takibinin ilk aşamasıdır. Borçlular kendilerine karşı bir icra takibinin başlatıldığını ödeme emri ile öğrenmektedir. Borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden sonraki aşamalara geçilemez. Borçlu, ödeme emrinin tebliği ile 7 gün içerisinde ödeme emrine itiraz etmezse veya itiraz etse bile itirazı kaldırılır ya da iptal edilirse icra takibi kesinleşir.
Ayrıca, takip talebi iletilen icra müdürlüklerinin borcun gerçekten olup olmadığını araştırma yetkisi bulunmamaktadır. Kendisine ödeme emri tebliğ edilen kişilerin, ödeme emirlerine zamanında itiraz etmemeleri halinde takip kesinleşecektir. Bu gibi durumlarda menfi tespit ve istirdat davaları, şikayet ve gecikmiş itiraz gibi konular söz konusu olabilecektir. Bu sebeple ödeme emri tebliğ edilen kişilerin bir an önce avukata danışmalarında fayda olacaktır.
Ödeme Emrine İtiraz Nasıl Yapılır?
Ödeme emrine itiraz, ödeme emri tebliğ edildikten itibaren 7 gün içinde, icra takibinin başlatıldığı icra dairesine yapılır. Ödeme emrine itiraz edilmesi ile başlatılan takip durur. Asıl olan icra takibinin başlatıldığı icra dairesine itiraz yapılması olsa da istisnai olarak borçlular; bulundukları yerdeki icra dairesine, takibi yapan icra dairesine gönderilmek üzere itirazlarını sunulabilmektedir.
Alacaklının bir adi senede dayanarak takip yapması durumunda, borçlu bu senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde itiraz eder ise bu imzaya itirazdır. Borçlunun imzaya itiraz dışındaki diğer tüm itirazları ise borca itirazdır.
Borçlu, itirazında sebep bildirmek zorunda değildir. Fakat, bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlıdır ve kural olarak bunları daha sonra değiştirip, genişletemez.
Ödeme Emrine İtiraz Süresi
Ödeme emrine itiraz süresi, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesinden (ulaşmasından) itibaren 7 gündür. Süre dolduktan sonra borca itiraz etmek mümkün değildir. İtiraz süresi kesin olsa da bazı durumlarda istisnalar bulunmaktadır. Buna göre eğer ki; borçlu bir kusuru olmaksızın ödeme emrine itiraz süresini kaçırdıysa, itiraz hakkını sonradan kullanabilir. Buna gecikmiş itiraz denilmektedir.
Ödeme Emrine İtirazdan Sonra Ne Olur?
Süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan geçerli bir itiraz, takibi kendiliğinden durdurur. Kısmi itiraz halinde ise borcun kabul edilen kısmı için takip kesinleşir ve devam eder; itiraz edilen kısmı için ise takip durur. İtiraz üzerine duran takibe, itiraz hükümden düşürülünceye kadar devam edilemez.
İtiraz üzerine takibin durması durumunda alacaklıların başvurabileceği iki yol bulunmaktadır. Bunlar, itirazın iptali davası ve itirazın kaldırılması yoludur.
İtirazın Kaldırılması
Eğer alacaklının elinde, alacaklı olduğunu gösteren ve İcra İflas Kanunu 68-68/a’da sayılan belgelerden biri varsa, itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir. İtirazın kaldırılması bir dava değildir ve itirazın iptali davasına göre daha pratiktir. Alacaklı, ödeme emrine itirazın kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 6 ay içinde, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep etmelidir. 6 aylık bu süre hak düşürücüdür.
İtirazın İptali Davası
Alacaklının elinde İcra İflas Kanunu 68-68/a maddelerinde sayılan belgelerden olmaması halinde, borçlunun itirazını düşürmek için ancak itirazın iptali davası açabilir. Elinde 68-68/a maddelerinde belirtilen belgelerden olan alacaklılar seçim hakkına sahiptir. İster itirazın iptali davası açar; isterse de itirazın kaldırılması yoluna başvurur. İtirazın iptali davası, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır.
İtirazın iptali davasında davacı taraf alacaklı, davalı taraf ise borçludur. Mahkeme, borçlunun borcu olduğuna karar verirse, itirazın iptaline karar vererek borçluyu borcu ödemeye mahkum eder. Borçlu bunun yanında yargılama giderlerine ve vekalet ücretine de mahkum edilir. Davanın kabul edilmesi halinde borçlunun itirazı iptal edildiği için, alacaklı bu kararı icra dairesine vererek durmuş olan takibe devam edilmesini ve haciz yapılmasını isteyebilir.
Menfi Tespit Davası
Menfi tespit davası, icra takibi borçlusunun borcunu ödemeden önce borçlu olmadığının tespiti için açılan davadır. Takip borçlusu, menfi tespit davası ile borçlu olmadığını ispat ederek hakkındaki icra takibini iptal ettirerek borcu ödemekten kurtulur. Bu dava icra takibi sırasında açılabileceği gibi, icra takibinden önce de açılabilir.
Takipten önce açılan menfi tespit davası icra takibinin açılmasını engellemez. Ayrıca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini durdurmamaktadır. Fakat borçlu tarafından alacaklıya ödenecek paranın gecikmeden kaynaklı zararını karşılamak üzere yatırılacak olan en az %15 tutarındaki teminat bedeli yatırılması halinde, ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi talep edilebilir.
Menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması durumunda takip durur. Kararın kesinleşmesi halinde icra kısmen veya tamamen eski haline iade edilir. Davanın alacaklı lehine sonuçlanması halinde ise; ihtiyati tedbir kararı kalkmaktadır. Alacağını geç almış bulunması nedeniyle uğradığı zararlarını borçlu tarafından gösterilen teminattan alır.
Ankara İcra Avukatı-Haciz Avukatı Ücreti ve Mahkeme Masrafları
İcra takibi, haciz işlemleri ve icra iflas hukukuna ilişkin davalar karmaşık ve uzun süreler içerebilmektedir. Bu sebeple takip edilecek yol ve tutabilecek masraflarda değişiklik gösterebilmektedir.
Her dava türünün farklı özelliklere sahip olması sebebiyle avukatlık ücretleri ve mahkeme masrafları da değişiklik göstermektedir. Bu nedenle dosya hakkında detaylı bir bilgi almaksızın net bir rakam söylenemese de 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’ndaki emredici hükümlere aykırı olmayacak şekilde ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki rakamları aşmamak koşuluyla taraflar aralarında serbestçe avukatlık ücreti belirleyebilecektir.
İcra avukatı ücreti ve mahkeme masrafları hakkında daha detaylı bilgi almak için ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.
Ankara İcra Avukatı-Haciz Avukatı Olarak Hizmetlerimiz
İcra takipleri ve icra iflas hukukuna ilişkin davalar, dikkat ve özenle takip edilmesi gereken işlemlerdir. İcra takiplerinde usul hatalarının yapılması, sürelerin kaçırılması gibi hatalar sebebiyle çoğu borçlu ve alacaklı ağır hak kayıplarına uğrayabilmektedir. Bu sebeple icra takiplerinde, haciz işlemlerinde veya icra hukukuna ilişkin dava türlerinde bir hak kaybına uğranılmaması amacıyla icra iflas hukuku alanında uzman bir avukat ile görüşerek hukuki danışma hizmeti alınmasını tavsiye etmekteyiz.
Başta alacakların tahsili için gerekli takip ve işlemlerin yapılması, ticari ve şahsi alacakların tahsili, itirazın iptali ve itirazın kaldırılması, menfi tespit davalarında alacaklının veya borçluların temsili gibi icra ve iflas hukukunu ilgilendiren dava ve işlemlerde müvekkillerimize en hızlı ve etkili sonucu sağlamak amacıyla avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktayız.
Ankara İcra Avukatı-Haciz Avukatı İçin Bize Ulaşın
İcra İflas Hukuku’nu ilgilendiren diğer davalar ve icra takiplerine ilişkin işlemler hakkında daha detaylı bilgi ve hukuki danışma almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Av. Anıl Akalın