Evlilikte yaşanan ciddi uyumsuzluklar, taraflar arasındaki güvenin zedelenmesi veya iletişimin kopması gibi sorunlar, zamanla ortak yaşamı sürdürülemez hâle getirebilir. Bu gibi durumlar, hukukumuzda “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” başlığı altında değerlendirilir ve tek taraflı boşanma davası açılmasına zemin oluşturur.
Bu yazıda, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca açılan boşanma davalarının hukuki dayanaklarını, mahkemelerin değerlendirme ölçütlerini ve dava sürecinde bilinmesi gereken önemli detayları ele alıyoruz.
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedir?
Eşler arasındaki iletişim tamamen koptuysa, güven ilişkisi kalmadıysa ve birlikte yaşam sürdürülmesi gerçekçi görünmüyorsa, bu durum hukuken boşanma gerekçesi oluşturur.
📘 TMK 166/1 maddesi bu tür durumları şöyle açıklar:
“Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelden sarsılmışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”
Bu madde, uygulamada en sık karşılaşılan genel boşanma sebebidir ve çoğu zaman halk arasında şiddetli geçimsizlik olarak tanımlanır.
Hukuki nitelik açısından:
Bu dava türü çekişmeli boşanma kapsamında değerlendirilir ve kusur esasına dayanır. Davacı taraf, boşanmanın temelinde karşı tarafın kusurlu davranışları olduğunu göstermekle yükümlüdür.
💡 Öne çıkan bazı detaylar:
- Davayı açmak için eşlerden birinin başvurusu yeterlidir. Karşı tarafın kabul etmesi gerekmez.
- Evlilik süresi önemli değildir. Dava evliliğin ilk yılında da açılabilir.
- Mahkeme, davalının belirli ölçüde kusurlu olduğunu görmelidir.
- İddiaları destekleyecek delillerin sunulması davacıya aittir.
❗ Neden Kusur İspatı Şart?
Mahkeme, sadece sorun yaşanıyor olmasını yeterli bulmaz. Boşanma kararı verilebilmesi için, evliliği bitme noktasına getiren olayların karşı tarafın tutumlarıyla bağlantılı olduğu açık ve somut delillerle ortaya konmalıdır. Bu yapılamazsa dava reddedilebilir.
Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılmasına Dayalı Boşanma Davası Şartları
Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi, şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açmak isteyen eşlere başvuru imkânı sunar. Ancak mahkemenin boşanma kararı verebilmesi için bazı yasal şartların bir arada bulunması gerekir.
✅ 1. Evlilik Ciddi Şekilde Zedelenmiş Olmalı
Mahkeme, ortak hayatın her iki taraf için de katlanılamaz hâle geldiğini görmelidir. Aşağıdaki durumlar bu zedelenmenin göstergesi olabilir:
🔹 Sürekli ve yıpratıcı tartışmalar
🔹 Fiziksel ya da psikolojik şiddet
🔹 Aşağılama, tehdit veya hakaret içeren davranışlar
🔹 Aile içi baskı, ilgisizlik, bağımlılık sorunları
🔹 Sadakatsizlik ve güvenin zedelenmesi
Not: Kanun bu örnekleri sınırlı saymaz. Her vaka, kendi koşulları içinde değerlendirilir.
✅ 2. Ortak Hayat Fiilen Sona Ermiş Olmalı
Sadece sorun yaşanması değil, bu sorunların birlikte yaşamayı objektif olarak imkânsız kılması gerekir. Mahkeme şu unsurları dikkate alabilir:
🔹 İletişimin tamamen kopması
🔹 Saygı ve güvenin ortadan kalkması
🔹 Sürekli küçümseyici, kırıcı tutumlar
🔹 Ev içi sorumlulukların ihmal edilmesi
🔹 Duygusal olarak değersiz hissettirme
Bu aşamada geçici kırgınlık değil, kalıcı uyumsuzluk aranır.
✅ 3. Davalı Eşin Kusurlu Olması Gerekir
Bu dava türü, kusura dayalı boşanma davasıdır. Mahkeme karar verebilmek için şu şartı arar:
🟠 Davalı eşin boşanmaya yol açan olaylarda en azından hafif kusurunun olması
Eğer kusurun tamamı davacıya aitse, dava reddedilebilir. Ayrıca davalı taraf boşanmak istemediğini belirtirse, hâkim şu kriterleri inceler:
🔹 Evliliğin fiilen bitip bitmediği
🔹 Boşanmanın çocuklar üzerindeki olası etkileri
Ancak, davalının itirazı sadece boşanmayı engelleme amacı taşıyorsa ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde görülürse, mahkeme yine de boşanma kararı verebilir.
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedenleri
Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre, eşler arasındaki geçimsizlik kalıcı hale gelmişse ve ortak hayat çekilmez bir hâl aldıysa, bu durum genel boşanma sebebi olarak kabul edilir. Aşağıdaki davranışlar, evlilik birliğini temelden sarsan ve mahkemece kusurlu sayılabilecek başlıca nedenlerdir:
1. Fiziksel Şiddet
Eşlerden birinin diğerine karşı fiziksel saldırıda bulunması, evlilik birliğini kökten sarsan en ağır kusurlardan biridir.
- İspat Yolları: Doktor raporu, tanık beyanı, darp izleri, adli muayene tutanakları
- Yargıtay Uyarısı: Fiziksel şiddet sonrası evlilik bir süre daha devam etmişse, bu durum hâkim tarafından “affedilme” olarak değerlendirilebilir ve boşanma gerekçesi zayıflayabilir.
(Yargıtay 2. HD, 2020/2911 E. – 2020/4577 K.)
2. Sadakat Yükümlülüğüne Aykırı Davranışlar
Eşler arasında güveni sarsan eylemler, şiddetli geçimsizliğin temelidir. Bu eylemler sadakat yükümlülüğünün ihlali niteliğindedir.
- Başkalarıyla uygunsuz iletişim kurmak
- Geç saatlere kadar sürekli dışarıda kalmak
- Eşten gizli borçlanmak ya da mal devretmek
- Aile bütçesini habersizce harcamak
📌 Zina durumu varsa ve süresi kaçırılmamışsa özel boşanma nedeni sayılır. Ancak kanıtlanamazsa, genel boşanma sebebi olarak değerlendirilir.
3. Psikolojik veya Ekonomik Baskı
Hakaret, tehdit, aşağılama, küfürlü konuşma, kıskançlık ve aşırı denetim gibi psikolojik baskılar, evlilik birliğini ciddi şekilde zedeler.
- Ekonomik baskı: Eşin harcamalarını kısıtlamak, parasal gücü tehdit unsuru olarak kullanmak
- Yargıtay Kararı: Eşine “seninle maddi durumun iyi diye evlendim” diyen kişi, kişilik haklarına saldırı nedeniyle kusurlu kabul edilir.
4. Aile Müdahalesi
Eşin, kendi ailesinin evliliğe müdahalesine karşı tepkisiz kalması, evliliği doğrudan etkiler.
- Aile içi kararları dışarıya taşımak
- Eşin taleplerini önemsemeyip ailesine öncelik tanımak
- Sürekli kayınvalide-kayınpeder etkisi altında olmak
📌 Hukuki Yaklaşım: Aile birliği, dış etkilerden korunması gereken özel bir yapıdır.
5. Ailevi Sorumlulukların İhmal Edilmesi
Çocuklara veya eşe ilgi göstermemek, evlilikteki temel yükümlülüklerin ihlali anlamına gelir.
- Örnek: Doğum sonrası annenin yalnız bırakılması, çocuğun bakımıyla hiç ilgilenilmemesi
Yargıtay Kararı: Bu tür duyarsızlıklar, boşanmayı gerektiren kusurlu davranış olarak kabul edilebilir.
6. Alkol, Kumar ve Madde Bağımlılığı
Bağımlılık yapan davranışların aile hayatına zarar vermesi, boşanma için geçerli bir nedendir.
- Sürekli alkollü eve gelmek
- Aile gelirini kumarda kaybetmek
- Uyuşturucu kullanımı nedeniyle çocukları ihmal etmek
📌 Mahkeme Değerlendirmesi: Alışkanlık haline gelen bağımlılıklar, evlilik birliğini sürdürülemez hale getirir.
7. Sevgi ve Saygının Kaybı
Sevmediğini açıkça dile getirme, üçüncü kişilere “onunla evli kalmak istemiyorum” gibi ifadeler kullanma, evliliğin temel duygusal bağlarını koparır.
- Üçüncü kişilere flört içerikli açıklamalarda bulunmak
- Sürekli boşanmak istediğini eşin arkasından söylemek
8. İftira ve Asılsız Suçlamalar
Bir eşin diğerine karşı gerçek dışı iddialarda bulunması, iftira atması, güven ilişkisini tamamen yok eder.
- Örnek: Ahlaka aykırı bir davranışla suçlamak, polise şikayet ederek sosyal itibarını zedelemek
9. Bağımsız Konut Sağlamamak
Evlilik sürecinde özellikle erkek eşin bağımsız bir yaşam alanı sunmaması, eşini ailesiyle yaşamak zorunda bırakması, evliliği zedeleyen bir tutumdur.
- Yargıtay yaklaşımı: Eşin defalarca bağımsız konut istemesine rağmen bu talep yerine getirilmemişse, kusur erkek eşte kabul edilir.
10. Aile Sırlarını Üçüncü Kişilerle Paylaşmak
Özel aile meselelerini dışarıya anlatmak, evlilik içindeki güven ortamını sarsar.
- Mahrem bilgilerin arkadaşlara veya aile bireylerine aktarılması
- Sosyal medyada aileyle ilgili özel bilgilerin paylaşılması
11. Cinsel Uyumsuzluk ve Ret
Cinsel birlikteliğin uzun süreli olarak gerçekleşmemesi, evlilik birliğini zora sokar.
- Eşin cinsel ilişkiden sürekli kaçınması
- Cinsel işlev bozukluklarının çözüm aranmaksızın devam etmesi
Yargıtay Kararı: Cinsel birlikteliğin uzun süre kurulamaması evliliği sürdürülemez hale getirebilir.
📌 Önemli Not: Yukarıdaki durumlar, tek başına boşanma nedeni oluşturabilir. Ancak her somut olay, mahkeme tarafından kendi koşulları içinde değerlendirilir. Davranışların tekrar eden, kalıcı ve evliliği çekilmez hale getiren nitelikte olması gerekir.
Şiddetli Geçimsizlik Sayılmayan Haller
Her evlilikte zaman zaman anlaşmazlıklar yaşanması doğaldır. Ancak Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi, yalnızca geçici sorunları değil, evliliğin temelden sarsıldığı ve artık sürdürülemez hale geldiği durumları boşanma gerekçesi olarak kabul eder. Bu nedenle mahkemeler, ilişkinin kalıcı biçimde zedelenip zedelenmediğini titizlikle değerlendirir.
Aşağıdaki durumlar, mahkeme içtihatlarında tek başına boşanma sebebi olarak görülmemektedir:
1. Günlük Tartışmalar ve Kısa Süreli Gerginlikler
Her evlilikte zaman zaman sözlü tartışmalar, kırgınlıklar veya geçici stresler yaşanabilir. Bu tür olaylar:
- Kalıcı hale gelmedikçe
- Taraflar arasında ciddi bir kopuşa neden olmadıkça
evlilik birliğini temelden sarsan neden olarak değerlendirilmez.
2. Yalnızca Maddi Sıkıntılar
İş kaybı, borçlanma, gelir azalması gibi ekonomik sorunlar, tek başına boşanma gerekçesi oluşturmaz.
📌 Önemli Not: Bu tür zorluklar, ancak eşlerden birinin diğerini maddi baskı altına alması, aile yükümlülüklerini ihmal etmesi gibi durumlarla birleşirse boşanma nedeni sayılabilir.
3. Çocuk Yetiştirme Tarzı ve Günlük Ailevi Uyuşmazlıklar
- Çocuk eğitimi,
- Ev işleri paylaşımı,
- Alışveriş gibi konularda yaşanan anlaşmazlıklar
evlilik yaşamının olağan çatışmaları olarak değerlendirilir. Bu tür farklılıklar süreklilik ve zarar verici boyuta ulaşmadıkça mahkemece geçimsizlik sayılmaz.
4. Geçici Ayrılıklar
Eşlerden birinin kısa süreli olarak şehir dışına çıkması, görev gereği başka bir yerde kalması ya da eğitim alması gibi durumlar, evlilik birliğini sarsmaz.
📌 Not: Bu tür ayrılıklar, evliliği katlanılmaz hale getirecek başka davranışlarla birlikte gerçekleşmiyorsa boşanma gerekçesi olarak kabul edilmez.
5. Zevk ve Alışkanlık Farklılıkları
Tarafların:
- Farklı müzik türlerini sevmesi
- Sosyal ortamlara bakış açılarının farklı olması
- Günlük yaşam alışkanlıklarının uyuşmaması
gibi nedenler, kişilik farklılıkları kapsamında değerlendirilir. Hukuki açıdan evliliğin olağan sınırları içinde sayılır.
Değerlendirme
Yukarıdaki örnekler, mahkemelerce genel geçimsizlik kapsamında görülmeyen ve tek başına boşanma nedeni sayılmayan durumlardır.
🔍 Ancak: Eğer bu durumlar zamanla derinleşir, sürekli hale gelir ve evlilik birliğini çekilmez hale getirirse, o zaman boşanma gerekçesi oluşturabilir. Her dava, kendi koşulları içinde somut olarak değerlendirilir.
Dava Süreci ve Temel Bilgiler
Şiddetli geçimsizlik, yani evlilik birliğinin temelden sarsılması, boşanma davalarının en yaygın nedenidir. Taraflar uzlaşamadığında çekişmeli boşanma süreci başlar.
Dava Ne Kadar Sürer?
Şiddetli geçimsizlik gerekçesiyle açılan çekişmeli boşanma davalarının süresi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir:
- İlk derece mahkemesi süreci: Genellikle 1,5 ila 3 yıl arasında tamamlanır.
- İstinaf ve temyiz yollarına başvurulması halinde dava 5-6 yıla kadar uzayabilir.
Süreyi Etkileyen Unsurlar:
- Mahkemenin iş yoğunluğu (özellikle büyük şehirlerde)
- Delil ve tanık sayısının fazlalığı
- Tarafların pasif veya oyalayıcı tutumu
- Bilirkişi raporlarının hazırlanma süresi
- Karara itiraz edilmesi durumunda istinaf ve Yargıtay aşamaları
Davanın daha kısa sürede sonuçlanabilmesi için tarafların usule uygun şekilde duruşmalara katılması, belgeleri zamanında sunması ve davayı gereksiz yere uzatmaması önemlidir.
Davayı Kim Açabilir?
Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını düşünen her eş, bu gerekçeyle tek başına boşanma davası açabilir.
Bu tür çekişmeli boşanma davalarında evliliğin bir yıl sürmüş olması şartı aranmaz. Ancak aşağıdaki özel durumlar dikkate alınmalıdır:
- TMK 166/2 kapsamında taraflar birlikte başvurur ve evlilik en az bir yıldır sürüyorsa, mahkeme evlilik birliğinin temelden sarsıldığına karine olarak kabul edebilir.
- Eşlerden birinin kısıtlı olması ya da yasal vasiye sahip olması gibi durumlarda, özel dava prosedürleri uygulanır.
📌 Not: Anlaşmalı boşanmalarda aranan bir yıl şartı, şiddetli geçimsizlik davaları için geçerli değildir.
🔗Detaylı bilgi için Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Yetkili ve Görevli Mahkeme Hangisidir?
Boşanma davasını doğru mahkemede açmak, sürecin sağlıklı ilerlemesi ve hak kaybı yaşamamak için çok önemlidir.
- Görevli Mahkeme: Boşanma davalarına Aile Mahkemeleri bakar. Bulunduğunuz yerde Aile Mahkemesi yoksa, Asliye Hukuk Mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla görev yapar.
- Yetkili Mahkeme: Boşanma davası, eşlerin birlikte yaşadığı son 6 aylık yerleşim yerindeki ya da taraflardan birinin ikametgahının bulunduğu Aile Mahkemesi’nde açılır.
⚠️ Önemli Not: Yetkisiz mahkemede açılan davaya davalı itiraz ederse, süreç uzar. Bu nedenle, dava açmadan önce doğru mahkeme türü ve yer seçimi yapılmalıdır.
Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davasında Kusur
Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca açılan çekişmeli boşanma davalarında, kusur sorumluluğu merkezi bir rol üstlenir. Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı bu davalarda, mahkemenin boşanma kararı vermesi için davalı eşin belli bir kusurunun bulunması şarttır.
Kusur, evlilik birliğini sürdürülemez kılan hatalı davranışlar veya ihmallerdir.
- Davacı (dava açan taraf): Davalı eşin evlilik birliğine zarar veren kusurlu eylemlerini mahkemeye açıkça sunmalıdır.
- Mahkeme: Evliliğin sarsılmasında davalının payını ve kusur derecesini titizlikle inceler.
- Değerlendirme: “Az kusur” veya “daha ağır kusur” gibi nitelemelerle tarafların evliliğin sona ermesindeki sorumlulukları belirlenir. Mahkeme, bu değerlendirme sonucunda kusur oranlarına göre hüküm tesis eder.
Davacı Taraf Kusurluysa Ne Olur?
Evlilik birliğinin sarsılmasında davacının kusuru, davalıdan belirgin ölçüde ağırsa, davalı tarafın boşanma kararına itiraz hakkı mevcuttur.
- Mahkeme İncelemesi: Bu itiraz üzerine mahkeme, evliliğin eşler ve varsa ortak çocuklar için hala makul ve devam edilebilir olup olmadığını ayrıca değerlendirir.
- Hakkın Kötüye Kullanılması: Ancak, davalının bu itirazı sadece boşanma sürecini engelleme amacı taşıyorsa ve hakkın kötüye kullanılması olarak addedilirse, mahkeme yine de boşanma kararı verebilir.
Şiddetli Geçimsizliğin İspatında Kullanılabilecek Deliller
Evlilik birliğinin temelden sarsılması gerekçesiyle açılan boşanma davalarında, davacı taraf iddialarını somut delillerle desteklemekle yükümlüdür. Mahkeme, evliliğin sürdürülemez hale geldiğine ancak bu iddialar açıkça ispatlandığında hükmedebilir.
Peki, evlilikteki geçimsizliğin ispatı için hangi deliller önem taşır?
1. Yazılı ve Dijital Belgeler
İletişim Kayıtları: Eşler arasında geçen telefon mesajları, WhatsApp yazışmaları, e-postalar ve sosyal medya üzerinden yapılan hakaret, tehdit veya aldatmaya dair içerikler ekran görüntüsü veya çıktı şeklinde delil olarak sunulabilir.
Resmi Belgeler: Polis tutanakları, savcılığa yapılmış şikayet dilekçeleri veya aile içi şiddete dair başvuru kayıtları da boşanma sürecine ışık tutar.
2. Görsel ve Fiziksel Kanıtlar
Fotoğraf ve Video Kayıtları: Fiziksel şiddet izleri, olay anına dair görüntüler veya evdeki olumsuz yaşam koşullarını gösteren kayıtlar, delil niteliği taşıyabilir.
Sağlık ve Adli Raporlar: Darp raporu, hastane muayene belgeleri, psikolojik destek raporları ve polis kayıtları, evliliğin zarar gördüğünü objektif biçimde belgeleyebilir.
📌 Bilgi Notu: Darp raporu + fotoğraf + tanık beyanı üçlüsü, mahkemede en güçlü ispat zincirlerinden biridir.
⚠️ Hukuka Aykırı Delillere Dikkat:
Eşin izni olmadan yapılan ses kaydı, gizlice alınmış kamera görüntüsü veya ev içi konuşmalar gibi özel hayatın ihlaliyle elde edilen kayıtlar, hukuka aykırı sayılır. Bu tür deliller mahkemede geçersizdir.
Özellikle ev içi ortamda gizlice kayıt yapılması, ceza sorumluluğu da doğurabilir. Böyle bir durumda mutlaka bir avukata danışılmalıdır.
3. Tanık Beyanları
Görgü Tanıkları: Boşanma gerekçesine tanıklık eden kişiler (komşular, arkadaşlar, akrabalar veya iş çevresi) tanık olarak mahkemeye çağrılabilir.
Önemli: Olaylara birebir şahit olmuş ve uzun süreli gözlem yapmış tanıklar, hakimin kanaatini doğrudan etkileyebilir. Tanıkların tutarlılığı ve olaylara dair ayrıntılı anlatımları davanın sonucunu belirleyebilir.
Boşanma Davasının, Şiddetli Geçimsizlik ve Özel Boşanma Sebepleriyle Birlikte Açılması
Boşanma talebinde bulunan eş, evliliği sona erdirme gerekçesini tek bir hukuki sebebe dayandırmak zorunda değildir. Türk Medeni Kanunu’nda tanımlanan boşanma nedenleri, iki temel kategoriye ayrılır:
- Genel Sebep: Evlilik birliğinin temelden sarsılması (TMK m.166/1)
- Özel Sebepler: Zina, hayata kast, kötü muamele, haysiyetsiz yaşam, terk, akıl hastalığı (TMK m.161-165)
Peki, bir boşanma dilekçesinde bu nedenlerden birden fazlasını aynı anda sunmak mümkün müdür?
Aynı Davada Hem Genel Hem Özel Boşanma Sebebi Gösterilebilir mi?
Evet. Davacı eş, hem genel boşanma sebebi olan şiddetli geçimsizliği hem de özel boşanma sebeplerinden birini veya birkaçını aynı dava içinde ileri sürebilir.
🔍 Örnek Durum: Eşlerden biri sürekli fiziksel şiddet uyguluyor ve aynı zamanda sadakatsizlik (zina) eylemi gerçekleştirmişse, her iki gerekçeye de yer verilebilir. Mahkeme, her bir iddiayı ayrı ayrı değerlendirerek karar verir.
Özel Boşanma Sebeplerinin Avantajları Nelerdir?
Özel sebepler, kanunda sınırlı şekilde sayılmıştır ve gerekli şartlar oluştuğunda, boşanma kararına daha kısa sürede ulaşmak mümkündür.
✅ Zamana Karşı Avantaj:
Özel sebeplerin çoğunda, tek bir olayın ispatlanması yeterlidir. Oysa genel sebepte, evliliğin tümden sürdürülemez hale geldiğini göstermek gerekir. Bu nedenle özel sebebe dayalı boşanmalar daha hızlı sonuçlanabilir.
⚠️ Ancak dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır:
- Süre Kısıtlaması:
Örneğin, zina nedeniyle dava açacaksanız, olayı öğrendikten sonra 6 ay içinde dava açmanız gerekir. Aksi halde bu hakkınızı kaybedebilirsiniz. - İspat Şartları:
Özel boşanma sebebine dayanıyorsanız, ilgili hukuki koşulları eksiksiz yerine getirmeniz ve her iddiayı bağımsız şekilde kanıtlamanız gerekir.
Hukuki Strateji Belirlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?
- Dilekçenizde hem genel hem özel boşanma sebebine yer verebilirsiniz.
- Ancak mahkeme bu nedenleri ayrı ayrı inceleyeceği için, her bir gerekçeye ilişkin kanıtları eksiksiz sunmanız gerekir.
- Birden fazla sebep sunmak, davanızı güçlendirebilir; ancak her birinin ispat yükümlülüğü size aittir.
📌 Not: Özellikle özel boşanma sebeplerinin hukuki detayları ve süre sınırları göz önüne alındığında, süreci bir boşanma avukatıyla yürütmek hem zaman hem hak kaybı yaşamamak açısından büyük önem taşır.
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanmanın Sonuçları
Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayanan boşanma davası kesinleştiğinde, bu durum eşler için sadece hukuki bir ayrılıktan fazlasıdır. Mahkeme kararı, tarafların yaşamında çeşitli hukuki ve mali düzenlemeleri beraberinde getirir.
1. Kadının Soyadındaki Değişim
Boşanma kararı resmiyet kazandığında, kadının evlilikten gelen soyadı kendiliğinden kalkar. Türk Medeni Kanunu gereği kadın, bekârlık soyadına döner. Nüfus müdürlüğü, boşanma hükmünün kendilerine bildirilmesiyle soyadı kaydını günceller.
- Soyadını Koruma: Kadın, eski eşinin soyadını kullanmak isterse, eşinden yazılı izin ve mahkeme onayı almalıdır.
2. Nafaka Yükümlülükleri
Boşanma sonrası eşlerin ve ortak çocukların ekonomik güvencesi için nafaka hükümleri devreye girebilir.
- Başlıca Türler: Tedbir nafakası (dava süresince), yoksulluk nafakası (boşanma sonrası yoksulluğa düşene) ve iştirak nafakası (çocuğun bakım giderlerine katkı).
- 🔗 Nafaka türleri ve hesaplamaları hakkında Boşanma Davası sayfamızda daha fazla bilgi bulabilirsiniz.
3. Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri
Evliliğin bitmesiyle zarara uğrayan taraf, eğer kusursuz veya daha az kusurluysa, karşı taraftan tazminat isteyebilir.
- Maddi Tazminat: Ekonomik kayıpları karşılar.
- Manevi Tazminat: Kişilik haklarının ihlali sonucu yaşanan duygusal zararları telafi eder.
- 🔗 Tazminat talepleri hakkında tüm detaylar için Boşanma Davası sayfamızı inceleyebilirsiniz.
4. Çocukların Velayeti ve Kişisel İlişki Düzenlemesi 👨👩👧👦
Ortak çocukların bulunduğu boşanmalarda, velayet düzenlemesi en hassas konudur. Mahkeme, her zaman çocuğun üstün yararını esas alır.
- Velayet: Çocuğun bakımı, eğitimi ve temsili gibi tüm hak ve sorumlulukların ebeveynlerden birine verilmesidir.
- Kişisel İlişki: Velayet verilmeyen ebeveynin çocuğuyla düzenli görüşme hakkıdır.
- 🔗Velayet ve kişisel ilişki hakları için Boşanma Davası sayfamızdaki kapsamlı rehberimize göz atın.
5. Mal Paylaşımı Süreci 🏘️
Boşanma, evlilik bağını hukuken sona erdirse de, evlilikte edinilen malların paylaşımı genellikle ayrı bir hukuki süreçtir. Mal rejiminin tasfiyesi, boşanma davası kesinleşince açılan ayrı bir davadır.
- Yasal Rejim (Edinilmiş Mallara Katılma): 2002 sonrası evlenen ve özel sözleşme yapmayan çiftler için geçerlidir; evlilikte kazanılan mallar yarı yarıya paylaşılır.
- Kişisel Mallar: Evlilik öncesi edinilen, miras veya bağış yoluyla gelen mallar paylaşıma dahil olmaz.
- Sözleşmeli Rejimler: Noterde yapılan özel mal rejimi anlaşmaları (mal ayrılığı vb.) varsa, paylaşım bu şartlara göre yapılır.
- 🔗 Mal paylaşımı süreci ve özel durumlar hakkında tüm detaylar için Boşanmada Mal Paylaşımı Davası sayfamızı ziyaret edin.
Sıkça Sorulan Sorular
Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davalarına dair en çok merak edilen soruları ve yanıtlarını aşağıda bulabilirsiniz:
1. Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması Ne Demek?
Eşlerin artık bir arada yaşamalarını sürdürmelerinin makul görülmediği bir durumu ifade eder. Bu hukuki kavram, toplumda şiddetli geçimsizlik olarak bilinir ve Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde düzenlenir.
2. Şiddetli Geçimsizlik Davaları Ne Kadar Sürüyor?
Çekişmeli boşanma davaları, ilk derece mahkemesinde genellikle bir buçuk ila üç yıl arasında sonuçlanır. Süreç, istinaf veya temyiz gibi yasal yollara başvurulursa beş ila altı yıla kadar uzayabilir.
3. Mahkeme Hangi Hallerde Boşanma Kararı Vermez?
Mahkeme, ileri sürülen iddiaların somut delillerle kanıtlanamadığı veya öne sürülen nedenlerin (sıradan tartışmalar gibi) evliliği temelden sarsmaya yeterli olmadığı durumlarda boşanma kararı vermeyebilir. Ayrıca, davacının kendi kusurunun daha ağır olduğu tespit edilirse dava reddedilebilir.
4. Aile Birliğinin Bozulması Ne Demektir?
Aile birliğinin bozulması, evlilik birliğinin taraflar için ortak hayatı sürdürmenin artık mümkün olmadığı, ilişkinin kökten zarar gördüğü durumu ifade eder. Genellikle zayıflayan iletişim, saygı ve güven kaybı gibi faktörler bu duruma yol açar.
5. Şiddetli Geçimsizlik Sayılan Haller Nelerdir?
Şiddetli geçimsizliğin işaretleri arasında sürekli hakaret, fiziksel veya psikolojik şiddet, alkol ya da madde bağımlılığı, sadakatsizlik ve karşılıklı güvenin kaybolması gibi davranışlar yer alır.
6. Hangi Durumlarda Tek Taraflı Boşanma Davası Açılır?
Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı gerekçesiyle eşlerden her biri, diğerinin rızası olmaksızın tek başına boşanma davası açabilir. Ancak, davayı açan tarafın iddialarını mahkemede kanıtlaması gerekir.
Hukuki Uyarı ve Kaynakça
📌 Bu içerik, sadece boşanma davası nasıl açılır konusunda bilgilendirme amaçlıdır. Hukuki danışmanlık yerine geçmez. Boşanma davaları kendine özgüdür. Detaylı hukuki değerlendirme için bir avukattan danışmanlık alınması tavsiye olunur.