Boşanma Sebepleri Nelerdir? Genel ve Özel Gerekçelerle Güncel Rehber

Boşanma sebepleri konusunda endişeli bir kadın ve arka planda oturan eşi – Boşanma Gerekçeleri Rehberi Kapak Görseli

Evlilik birliğinde yaşanan derin sorunlar, bir noktadan sonra tarafları kaçınılmaz olarak boşanma sebepleri üzerinde düşünmeye sevk eder.

“Evliliği bitiren temel nedenler nelerdir?” veya “sevginin bitmesi yasal bir boşanma gerekçesi oluşturur mu?” gibi sorular, birçok kişinin zihninde büyük belirsizlikler yaratır.

Yanlış anlaşılan veya hukuki dayanağı olmayan gerekçelerle dava açmak; süreci gereksiz yere uzatabilir ve telafisi güç hak kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle, doğru bilgiye ulaşmak bu süreçte atılacak ilk adımdır.

Bu yazımızda:

✅ Türk Medeni Kanunu’na göre genel ve özel boşanma sebeplerini,
✅ Mahkemelerin bu gerekçelere yaklaşımını,
✅ Yargıtay kararlarıyla sabit uygulamaları,
✅ Ve en sık sorulan soruların hukuki yanıtlarını,

2025 yılı itibarıyla güncel bilgilerle  açıklıyoruz.

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davası açmak isteyen kişiler, iki temel gerekçeye dayanabilir: Genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri.

Bu ayrım, boşanma sürecinin nasıl işleyeceğini, neyin ispat edilmesi gerektiğini ve davanın ne kadar sürede sonuçlanabileceğini doğrudan etkiler.


1. Genel Boşanma Sebebi: Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması

Halk arasında şiddetli geçimsizlik olarak bilinen bu durum, evlilikteki çatışma ve uyumsuzluğun, ortak hayatı çekilmez hale getirmesiyle oluşur.

Mahkemeler, tek bir olaya değil; evliliğin bütününe bakar.

  • Sürekli tartışmalar,
  • İlgisizlik,
  • Saygı kaybı ya da duygusal uzaklık

gibi sorunlar birlikte değerlendirildiğinde, artık eşlerden ortak yaşamı sürdürmeleri beklenemiyorsa bu durum genel boşanma sebebi sayılır.


2. Özel Boşanma Sebepleri: Kanunda Açıkça Sayılan Haller

Bunlar, Türk Medeni Kanunu’nda sınırlı şekilde belirtilmiş, doğrudan boşanma sebebi kabul edilen durumlardır.

 İspatlandığında, ayrıca evlilik birliğinin zarar gördüğü ispatlanmak zorunda değildir. Mahkeme, sadece olayın gerçekleşip gerçekleşmediğine bakar. Bu da süreci hızlandırabilir.

📌 Kanunda belirtilen özel boşanma sebepleri şunlardır:

  • Zina (aldatma) (TMK m. 161)
  • Terk (TMK m. 164)
  • Suç işleme veya haysiyetsiz yaşam sürme (TMK m. 163)
  • Hayata kast, kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162)
  • Akıl hastalığı (TMK m. 165)

Eğer bu durumlardan biri yaşanmış ve uygun şekilde belgelenmişse, dava süreci çok daha hızlı ve net ilerler.

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi, boşanma davası açmak isteyen eşlere genel bir gerekçe sunar: Evlilik birliğinin temelden sarsılması veya daha çok bilinen adıyla şiddetli geçimsizlik. Ortak hayatın taraflar için artık sürdürülemez hale geldiği durumlar bu kapsamda değerlendirilir. Çekişmeli boşanma davaları, genelde bu sebebe dayanarak açılır.

Mahkemeler, genel boşanma sebebine dayalı davalarda tek bir olaya değil, ilişkinin bütününe bakar:

  • Somut olaylar ve süreklilik dikkate alınır.
  • Tarafların kusur durumu incelenir.
  • Evliliğin sürmesinin beklenip beklenemeyeceği değerlendirilir.
  • Deliller, tanık beyanları, yazışmalar, geçmiş dava kayıtları gibi unsurlar kritik rol oynar.

Evlilik Birliğini Sarsan Davranışlar

Bu tür davalarda, mahkeme yalnızca tek bir olaya değil; ilişkinin bütününe bakar.
Aşağıdaki gibi süreklilik gösteren uyumsuzluklar, genel boşanma sebebi sayılabilir:

  • Sürekli tartışma ve yoğun çatışma
  • Güven kaybı ve duygusal kopukluk
  • İlgisizlik, kıskançlık, öfke kontrolü sorunları
  • Saygı eksikliği ve iletişim kopukluğu

Bu tür sorunlar birlikte değerlendirildiğinde, mahkeme, artık ortak yaşamın makul şekilde sürdürülemeyeceğine kanaat getirirse, boşanma kararı verebilir.


Peki, Mutsuz Evlilik Boşanma Sebebi Mi?

Mutsuzluk ve sevginin bitmesi doğrudan yasal bir boşanma sebebi olmasa da evlilik birliğinin temelden sarsıldığının bir göstergesi olabilir.

Ancak tek başına yeterli değildir; süreklilik taşıyan uyumsuzluklarla birlikte değerlendirilmelidir.

  • Mutsuzluk,
  • Sevgi bağının zayıflaması

gibi duygusal durumlar, eşler arası çatışma ve uyumsuzlukla birleştiğinde, evliliğin temelden sarsıldığını gösterebilir.

Türk Medeni Kanunu’na göre bazı olaylar, özel boşanma sebebi olarak açıkça belirtilmiştir.
Bu durumlar yaşandığında, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı ayrıca ispatlanmak zorunda değildir.

Yani mahkeme, olayın gerçekten yaşanıp yaşanmadığına bakar.
Eğer uygun delillerle ispatlanabilirse, süreç çok daha hızlı ilerleyebilir.

Özel boşanma sebepleri TMK’da sınırlı sayıda düzenlenmiştir ve şu şekildedir:

  • Zina (aldatma)
  • Terk
  • Suç işleme veya haysiyetsiz yaşam sürme
  • Hayata kast, kötü veya onur kırıcı davranış
  • Akıl hastalığı

1. Zina (Aldatma) TMK m.161

Zina, Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde özel boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Bu tür davalar, özel boşanma nedenleri arasında en sık görülenlerdendir.

Eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi, sadakat yükümlülüğünün ağır bir ihlalidir ve boşanma için açık gerekçedir.

Zinaya dayalı boşanma davaları süreye tabidir:

  • Eş, zina olayını öğrendikten sonra 6 ay içinde dava açmalıdır.
  • Her durumda zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmeden dava açılmalıdır.

Bu süreler geçerse, artık yalnızca zinaya dayanarak boşanma davası açılamaz.

Zina, doğrudan cinsel birlikteliğin ispatını gerektirir. Ancak bu, her zaman birebir görüntü ya da itiraf anlamına gelmez.

Yargıtay içtihatlarına göre, zinanın gerçekleştiğini açıkça gösteren somut deliller bulunmasa bile, “zina yapıldığı izlenimini doğuran” ciddi şüpheler de mahkeme için yeterli olabilir.

📌 Örnek Karar:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/17864 K. sayılı kararında, eşin evde başka bir erkekle birlikte yakalanması –erkek şahsın banyoda yarı çıplak şekilde saklanması– zina sayılabilecek davranışlar arasında değerlendirilmiştir.

Bu gibi durumlar karine (güçlü olasılık) teşkil eder.

Eşlerden biri, aynı anda hem zina hem de evlilik birliğinin temelden sarsılması (TMK m.166) gerekçelerine dayanarak dava açabilir.

Bu durumda, zina için hak düşürücü süre dolmuş olsa bile, eğer zina fiili ispatlanabiliyorsa, mahkeme genel gerekçeyle boşanma kararı verebilir.

Zina eylemi öğrenildikten sonra, zina yapan eşin açık ya da örtülü şekilde affedilmesi halinde zinaya dayalı boşanma davası hakkı düşer.

Af, şu yollarla oluşabilir:

  • Sözlü ya da yazılı beyan
  • Davadan feragat
  • Zinayı bildiği halde sessiz kalma veya evliliğe devam etme

📌 Yargıtay’a göre, zinaya göz yuman bir eşin daha sonra bu gerekçeye dayanarak dava açması, “hakkın kötüye kullanılması” olarak kabul edilir.

Manevi Tazminat:
Zina yapan eş, diğer eşin kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle manevi tazminat ödemekle yükümlü tutulabilir. Mahkeme, tazminat miktarını olayın ağırlığına göre belirler.

Çocukların Velayeti:
Zinanın varlığı, tek başına velayet kararı için belirleyici değildir. Mahkeme, velayet konusunda her zaman çocuğun üstün yararını gözetir. Bu nedenle, sadık eş olmak ile iyi ebeveyn olmak aynı şey değildir.


2. Terk (TMK m.164)

Terk, Türk Medeni Kanunu’na göre özel boşanma sebeplerinden biridir. Eşlerden biri, haklı bir neden olmadan ortak konutu terk eder ve en az 6 ay boyunca geri dönmezse, terk nedeniyle boşanma davası açılabilir.

Ancak bu davanın açılabilmesi için, kanunda açıkça belirtilmiş bazı şartların sağlanması gerekir:

  1. Ortak konut terk edilmiş olmalı
    Eş, evlilik sorumluluklarını yerine getirmemek için evi terk etmiş ya da haksız yere geri dönmüyor olmalı.
  2. Terk en az 6 ay sürmeli
    Terk eylemi kesintisiz olarak en az 6 ay devam etmeli ve bu süre dava tarihinde de sürüyor olmalı.
  3. Resmî ihtar gönderilmeli
    Terk eden eşe, noter ya da mahkeme kanalıyla ihtar çekilmiş olmalı.
  4. İhtar sonrası da geri dönmemiş olmalı
    Eş, ihtara rağmen haklı bir neden sunmadan geri dönmemişse dava şartı oluşur.
  • ✔ 4 ay geçtikten sonra gönderilmeli
  • ✔ Geri dönülecek evin açık adresi yazılmalı
  • ✔ Yol masrafı karşılanmalı
  • ✔ 2 ay içinde dönmesi gerektiği ve aksi halde dava açılacağı belirtilmeli

📎 Yargıtay 2013/67 K. sayılı kararı, bu koşulları emsal olarak göstermektedir.

Af Etkisi:
Terk eden eş ihtar üzerine eve dönerse, bu davranış affedilmiş sayılır. Aynı gerekçeyle tekrar dava açılamaz.

Dava açma hakkı haksız eşe geçmez:
Evi terk eden eş, ihtara rağmen dönmediği hâlde dava açarsa, bu davranış mahkemece dikkate alınmaz.

Geçici ayrılıklar terk sayılmaz:
Askere gitmek, tedavi görmek ya da eşin bilgisiyle evden ayrılmak hukuki olarak terk değildir.

Samimiyet şartı aranır:
İhtar çeken eşin niyeti de değerlendirilir. Ortak hayatı sürdürmek için gerçek bir çaba göstermiyorsa, dava reddedilebilir.

Terk nedeniyle boşanma davasında hak düşürücü süre yoktur. Ancak dava açılabilmesi için:

  • ✅ Terk eylemi en az 6 aydır devam ediyor olmalı
  • ✅ Ve usule uygun ihtar gönderilmiş olmalıdır

3. Suç İşleme veya Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m.163)

Türk Medeni Kanunu m.163, eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi hâlinde, bu durumun diğer eş için ortak yaşamı çekilmez kılması şartıyla boşanma davası açılabileceğini düzenler.

  • Hak düşürücü süre yoktur.
    Bu nedenlere dayalı davalar, olayın üzerinden yıllar geçse bile açılabilir.
  • Af dava açma hakkını ortadan kaldırmaz.
    Eş, diğerini affetse bile bu boşanma sebebine dayanarak yine de dava açabilir.
    (Af yalnızca zinada dava hakkını sona erdirir.)

Toplumda aşağılayıcı, utandırıcı ve güven sarsıcı olarak görülen suçlardır. Kişinin toplumsal saygınlığını zedeleyen niteliktedir.

Örnek Suçlar:

  • Hırsızlık
  • Dolandırıcılık
  • Rüşvet, irtikap
  • Uyuşturucu kullanmak veya satmak
  • Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar
  • Hileli iflas

❗️Hakimin takdiri önemlidir:
Her olayda, suçu küçük düşürücü sayıp saymamak hakimin değerlendirmesine bağlıdır. Örneğin, meşru müdafaa gibi haklı nedenlerle işlenen suçlar bu kapsamda değerlendirilmeyebilir.

📌 Örnek Yargıtay Kararı:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/4947 K. sayılı kararında, eşin 12 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulunarak ceza alması, küçük düşürücü suç kapsamında kabul edilmiş ve boşanma kararı onanmıştır.

👉 Bu tür fiiller, diğer eşin aynı evde yaşamaya zorlanamayacağı gerekçesiyle tek başına boşanma sebebi oluşturur.

Toplumda namus, onur, şeref gibi değerlerle bağdaşmayan bir yaşam tarzını sürekli şekilde sürdürmek anlamına gelir.

Bu, geçici ya da tekil eylemlerden farklıdır; bir alışkanlık hâline gelmiş ve süreklilik arz eden davranışlar olmalıdır.

Örnekler:

  • Alkol ve madde bağımlılığı
  • Kumar alışkanlığı
  • Genelev işletmeciliği
  • Jigololuk
  • Fuhuş, ahlaka aykırı kazanç yöntemleri

📌 Yargıtay Ne Diyor?
2011/23825 K. sayılı kararda, davalı kadının başka bir erkekle telefonla konuşması ve mesajlaşması “haysiyetsiz hayat sürme” sayılmamıştır.

Yargıtay’a göre:
➡️ “Haysiyetsizlik” için davranışın sıradan değil, alışkanlık hâline gelmiş olması gerekir.


4. Hayata Kast, Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK m.162)

Türk Medeni Kanunu m.162, evlilik birliğini sona erdiren ağır davranışları özel boşanma sebebi olarak düzenler.

Bu hüküm, eşlerden birinin diğerine karşı hayatına kast etmesi, kötü muamelede bulunması ya da ağır şekilde onur kırıcı söz veya davranışlar sergilemesi durumlarında boşanma hakkı tanır.

➡️ Bu eylemler, evlilik birliğini çekilmez kılacak derecede ağır olmalıdır.

Hak düşürücü süre:

  • Davacı eş, olayın öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde dava açmalıdır.
  • Olayın gerçekleşmesinden itibaren en geç 5 yıl içinde dava açılmalıdır.
    Aksi hâlde dava hakkı düşer.

Af Durumu:

  • Eşin affedilmesi durumunda (açık, örtülü, sözlü ya da yazılı) dava hakkı ortadan kalkar.
  • Ancak: Ceza soruşturmasında şikayetten vazgeçme, boşanma açısından af olarak değerlendirilmez.

Bir eşin, diğerinin hayatına bilinçli şekilde son vermeye çalışmasıdır. Yaralanma şart değildir; önemli olan, öldürme niyetinin varlığıdır.

Örnekler:

  • Zehirleme girişimi
  • Bıçakla saldırı
  • Araçla kasten ezmeye teşebbüs
  • Uyurken boğmaya çalışma

📌 Not: Olayın ceza davasına konu olup olmaması önemli değildir. Boşanma davası için tek başına bu fiilin ispatı yeterlidir.

Eşe, bedensel veya ruhsal açıdan zarar veren, acı çektiren davranışlardır. Her olay kendi içinde değerlendirilir.

Yargıtay’ın örnek kabul ettiği eylemler:

  • Dövme
  • Aç, susuz veya soğukta bırakma
  • Mahzene, banyoya kilitleme
  • Bulaşıcı hastalık bulaştırma
  • Bilinçli olarak aşağılamak ya da korkutmak

Bir eşin diğerini, toplum önünde veya özel alanda küçük düşürücü, aşağılayıcı, hakaret içerikli söz ve davranışlara maruz bırakmasıdır.

Örnekler:

  • Sürekli hakaret etmek
  • “Sen adam değilsin”, “ahlaksızsın” gibi ifadeler
  • Cinsel yönelimi ya da geçmişini alay konusu yapmak
  • Sosyal çevresinde küçük düşürmek

Not: Eleştiri, alay ya da öfke anında söylenen tekil sözler bu kapsama girmez. Davanın kabulü için davranışın ağır ve tekrarlayıcı olması gerekir.


5. Akıl Hastalığı (TMK m.165)

Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesi, evlilik birliği içinde ortaya çıkan ve ortak yaşamı sürdürülemez kılan akıl hastalıklarını özel boşanma sebebi olarak kabul eder.

Hak düşürücü süre bulunmaz.
Yani şartlar sağlandığı sürece, dava herhangi bir zaman sınırlamasına tabi olmadan açılabilir.

Ancak boşanma kararı verilebilmesi için, bu durumun belirli yasal şartları taşıması gerekir.

I. Hastalığın evlilik içinde ortaya çıkmış olması gerekir.
Akıl hastalığı evlenmeden önce mevcutsa, bu durum boşanma değil, evliliğin iptali sebebidir (TMK m.145).

II. Ortak hayatın çekilmez hale gelmiş olması şarttır.
Hastalık nedeniyle, eşin günlük yaşamı birlikte sürdürmesi artık makul şekilde beklenemiyorsa, bu şart sağlanmış olur.

III. Hastalığın tedavi edilemez olduğunun ispatı gerekir.
Bu tespit, resmî sağlık kurulu raporuyla yapılmalıdır. Basit bir doktor raporu yeterli değildir.

Akıl hastalığına sahip eşin, hastalığı nedeniyle sergilediği davranışlar iradi kabul edilmez.

Bu nedenle eşe kusur atfedilemez.

Bu durumda boşanma davası, yalnızca TMK m.165 kapsamında açılabilir. Şiddetli geçimsizlik gibi genel sebepler bu tür vakalar için geçerli değildir.

Türk Medeni Kanunu’nda açıkça sayılmayan bazı davranışlar, Yargıtay kararlarıyla birlikte boşanma sebebi olarak kabul edilebilmektedir.

Bu davranışlar genellikle genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelden sarsılması kapsamında değerlendirilir.

“Cinsellik olmaması boşanma sebebi mi?”

Evet, eşlerden birinin haklı bir gerekçe olmaksızın cinsel ilişkiden sürekli kaçınması, Yargıtay içtihatlarına göre boşanma sebebidir.

📌 Uzun süre cinsel birlikteliğin yaşanmaması veya cinsel yetersizlik gibi durumlar, evlilik birliğini diğer eş için çekilmez hale getirebilir.

“Ayrı yatmak boşanma sebebi olabilir mi?”

Evet. Özellikle:

  • Uzun süre ayrı yatma
  • Fiziksel yakınlıktan kaçınma
  • Eşlerin aynı evde yaşasa bile duygusal ve fiziksel olarak tamamen uzaklaşması

Bu durumlar şiddetli geçimsizlik kapsamında değerlendirilir.

Bazı eş davranışları doğrudan psikolojik şiddet niteliği taşıyabilir ve boşanma sebebi oluşturabilir:

  • Geliri gizleme, aşırı tutumlu davranarak eşin ekonomik özgürlüğünü kısıtlama
  • Maddi baskı kurma, borçlandırma veya ekonomik şiddet uygulama
  • Eşi ailesinden, arkadaş çevresinden izole etme
  • Kıskançlık ve kontrolcü tutumlar

Bu davranışlar birlikte değerlendirildiğinde, evliliği çekilmez hale getirebilir.

Zina olmasa bile şu tür eylemler, evlilik birliğini temelden sarsan davranışlar arasında sayılabilir:

  • Evlilik dışı samimi mesajlaşmalar
  • Sosyal medya üzerinden flört niteliğinde yazışmalar
  • İş arkadaşlarıyla özel içerikli yazışmaların ortaya çıkması

“Hangi sözler boşanma sebebi olur?”

Yargıtay, özellikle aşağıdaki durumlarda boşanmayı haklı bulmuştur:

  • Sürekli hakaret ve küçümseyici söylemler
  • Asılsız sadakatsizlik suçlamaları
  • Sürekli tehdit, bağırma, korkutma davranışları

Bu tür söz ve davranışlar, özellikle süreklilik arz ediyorsa, boşanma gerekçesi sayılabilir.

Kanunda açıkça yazmasa da, aşağıdaki davranışlar da boşanma sebebi sayılabilir:

  • Evlilik dışı çocuk sahibi olmak
  • Eşin doğum, hastalık veya ölüm gibi kritik zamanlarında ilgisiz kalmak
  • Ağır bağımlılıklar (alkol, kumar, uyuşturucu) nedeniyle aile düzeninin bozulması

Boşanma süreci, yasal gerekçelere ve tarafların tutumlarına göre farklı zorluk seviyelerinde ilerleyebilir. Peki, boşanmanın en kolay yolu nedir?

Bu noktada öne çıkan ilk ve en pratik yöntem anlaşmalı boşanmadır.

Anlaşmalı Boşanma Nedir? Neden Daha Kolaydır?

Anlaşmalı boşanma, eşlerin:

  • Boşanma kararı konusunda mutabık olması,
  • Nafaka, velayet, tazminat, mal paylaşımı gibi tüm konularda anlaşmış olmaları,
  • Bu uzlaşıyı yazılı bir protokol haline getirerek mahkemede birlikte onaylamalarıdır.

Bu durum, çekişmeli boşanma davalarına kıyasla süreci ciddi ölçüde hızlandırır.

📌 Avantajı nedir?
Genellikle tek celsede sonuçlanır. Ortalama 1 ila 3 ay içinde boşanma kararı verilebilir.

Şartları Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu madde 166/3 uyarınca, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için şu şartların oluşması gerekir:

  • Evlilik en az bir yıl sürmüş olmalı
  • Eşler boşanmanın tüm sonuçları üzerinde anlaşmalı
  • Her iki eş de mahkemede bizzat hazır bulunmalı
  • Hazırlanan protokol, hakim tarafından uygun bulunmalı

📌 Daha fazla detay için:
🔗 [Anlaşmalı Boşanma: Şartlar, Protokol ve Dava Süreci]
🔗 [Anlaşmalı Boşanma Şartları 2025]

Boşanma sebepleri ve evlilik birliğinin sona ermesi hakkında en çok merak edilen sorular ve yanıtları:

Evlilik, genel ve özel boşanma sebepleriyle sona erdirilebilir.

  • Genel sebep: Evlilik birliğinin temelden sarsılması (şiddetli geçimsizlik)
  • Özel sebepler: Zina, terk, hayata kast, kötü muamele, haysiyetsiz hayat sürme, akıl hastalığı

Bu nedenlerden biri varsa, mahkeme boşanma kararı verebilir.

Hakaret, küçük düşürücü ifadeler ve ağır aşağılamalar tek başına boşanma sebebi sayılmayabilir.

Ancak bu tür ifadeler süreklilik gösteriyorsa ve ilişkiyi çekilmez hale getiriyorsa, şiddetli geçimsizlik kapsamında boşanma sebebi olabilir.

Kadınların boşanma davası açtığı yaygın gerekçeler:

  • Fiziksel veya psikolojik şiddet
  • Aldatma (zina)
  • Ekonomik baskı ve ilgisizlik
  • Sadakatsizlik
  • Güven kaybı

Bu durumlar genel veya özel boşanma sebeplerine dayanılarak mahkemeye taşınabilir.

Evet. Uzun süreli ve gerekçesiz fiziksel uzaklık, duygusal kopukluk veya cinsel ilişkiden kaçınma gibi durumlarla birlikte değerlendirildiğinde, bu davranış evlilik birliğinin sarsıldığını gösterir ve boşanma sebebi sayılabilir.

Ağır kusur, boşanma davasının sonucunu ve tazminat/nafaka gibi talepleri doğrudan etkiler.

Yargıtay’a göre ağır kusur sayılan davranışlar:

  • Aldatma (zina)
  • Fiziksel şiddet
  • Hayata kast

Bu tür eylemler, kusurlu eş aleyhine sonuç doğurur.

Tek başına “sevgi bitti” demek, hukuken boşanma sebebi değildir.

Ancak bu duygusal kopuş, sürekli geçimsizlik, ilgisizlik, güven kaybı gibi unsurlarla birleştiğinde, mahkeme bunu şiddetli geçimsizlik kapsamında değerlendirerek boşanma kararı verebilir.

İlk adım: Boşanma sebebinizin hukuken geçerli olup olmadığını değerlendirmek.

Ardından:

  • Anlaşmalı mı çekişmeli mi olacağına karar verin
  • Bir boşanma avukatına danışın

Evet. TMK m.166/4 uyarınca:

  • Önceki boşanma davası reddedildiyse
  • Kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl ayrı yaşanmışsa
  • Bu süre boyunca ortak yaşam yeniden kurulamamışsa

Hakim, tek taraflı başvuru üzerine boşanma kararı verir.

Türk Medeni Kanunu, boşanmak isteyen eşlere hem genel hem de özel gerekçelere dayalı çeşitli hukuki yollar sunar. Ancak bu sebeplerin her biri, dava sürecinin nasıl işleyeceğini, hangi delillerin sunulması gerektiğini ve mahkeme kararını nasıl etkileyeceğini doğrudan belirler.

Her evlilik ve her dava, kendi koşullarında değerlendirilir. Bu da boşanma sürecini çoğu zaman karmaşık ve yorucu hale getirir. Hatalı adımlar, yalnızca zaman kaybına değil; maddi, manevi ve velayet gibi önemli hak kayıplarına yol açabilir.

Bu nedenle:

🔹 Boşanma kararınızı hukuka uygun ve bilinçli şekilde uygulamak
🔹 Hak kaybı yaşamamak için

Bir boşanma avukatından hukuki destek almanız önemlidir.

Bu sayfada yer alan bilgiler, yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır, hukuki tavsiye niteliği taşımaz.
Çünkü her boşanma davası farklıdır: Tarafların davranışları, delil durumu, talepleri ve önceki yargılamalar gibi unsurlar, sonucu tamamen değiştirebilir.

Bu nedenle somut durumunuza özel bilgi almak için bir boşanma avukatına danışmanız daha sağlıklı olacaktır.

Yazar

  • Anıl Akalın, Ankara Barosu’na kayıtlı bir avukattır. Ağırlıklı olarak özel hukuk alanlarında çalışmakta, edindiği mesleki deneyimi anilakalin.av.tr adresinde yayımladığı içeriklerle paylaşmaktadır. Yayınların amacı, hukuki süreçler hakkında genel bilgi sunmak ve güvenilir bir kaynak oluşturmaktır.

Haber Bültenimize e-Posta ile
Kayıt Olun

Geri
Telefon
WhatsApp