Ücret ya da maaş, iş sözleşmelerinin kurucu ve temel unsurudur. Bu sebeple, ücretin varlığı olmaksızın bir iş sözleşmesi de meydana gelemez. İşveren açısından işin görülmesi ne kadar önemli ise işçi açısından da ücretinin tam ve zamanında ödenmesi bir o kadar önem arz eder.
Ancak, işçinin en temel hakkı olmasına rağmen; çoğu zaman ücretin ödenmemesi ya da geç ödenmesi gibi durumlarla da karşılaşılmaktadır. Bu nedenle, işçilerin ücretinin/maaşının ödenmemesi sebebi ile İş Mahkemeleri’nde de en çok görülen davalardan biri de ücret alacağı davası olmaktadır.
Ücret Nedir?
Ücret ya da daha sık bilinen adı ile maaş, bir işin görülmesi karşılığında işveren tarafından işçiye ödenen paradır. Ücret, niteliği itibari ile iş sözleşmelerinin kurucu unsurlarından birisidir. İşverenin de işçiye karşı en temel ve en önemli borcudur. Maaşın ödenmemesi durumunda, ücret alacağı söz konusu olur.
Ücret her ne kadar yapılan işin karşılığı olarak ödense de bazı durumlarda işçiler, çalışma olmaksızın da ücrete hak kazanmaktadır. Hafta Tatili, Yıllık Ücretli İzin, Ulusal Bayram ve Genel Tatil günleri (UBGT) gibi izin ve tatil günlerinde, işçiler çalışma yapmasa dahi ücrete hak kazanır.
Ücreti Ödenmeyen İşçi Ne Yapmalı?
Maaşını alamayan ya da eksik ve düzensiz alan işçilerin, iki temek hakkı bulunmaktadır. Ücreti ödenmeyen işçi, dilerse iş görmekten kaçınabilir ya da ücretinin eksik ve düzensiz ödenmesine dayanarak iş akdini haklı nedenle feshedebilir.
1-İş Görmekten Kaçınma Hakkı: İş Kanunu’nun 34. Maddesi ile iş görmekten kaçınma hakkı düzenlenmiştir. Buna göre;
- Maaşı, ödeme gününden itibaren 20 gün içinde herhangi bir mücbir sebep olmaksızın ödenmeyen işçi; iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir.
- Ücretinin ödenmemesi sebebi ile iş görmekten kaçınan işçiler, çalışmadıkları için işten çıkartılamaz.
- Bu sebeple iş görmekten kaçınan işçilerin sayısı toplu bir hale gelse dahi çalışmamaları grev olarak nitelendirilemez.
- Ücreti ödenmediği için iş görmekten kaçınan işçi, eğer bu sebepten dolayı işten çıkartılır ise bir iş avukatı ile dava açarak kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına da hak kazanır.
2-Ücreti Ödenmeyen İşçinin Fesih Hakkı: İş Kanunu’nun 24. Maddesi ile işçilerin hangi durumlarda iş sözleşmelerini haklı nedenle derhal feshedebilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre;
- İşçilerin ücreti, işverenler tarafından kanun hükmüne ya da iş sözleşmesinin şartlarına uygun şekilde hesap edilmez veya ödenmez ise işçi, kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshedebilir.
- Buradaki ücret kavramını dar yorumlamamak gerekir. Fazla mesai ücreti ve UBGT ücreti gibi her türlü ücret, ödenmediği takdirde işçiye haklı fesih imkanı sunar.
- Ancak, işçi bu hakkını kullanırken dürüst davranma ilkesine aykırı davranmamalıdır. Örneğin, maaşı hep düzenli ödenen işçi, bir maaşının sadece 3 gün geç yatırılması nedeni ile bu hakkını kullanmamalıdır.
Ücreti Ödenmeyen İşçi Fesih Hakkını Ne Zaman Kullanmalıdır?
İşçinin, maaşın ödenmemesi sebebi ile iş akdini haklı nedenle derhal feshetmesi için kanun ile bir süre sınırlaması getirilmiştir. Buna göre haklı nedenle derhal fesih hakkı, feshe konu olay öğrenildikten itibaren 6 işgünü içinde ve her halde fiilin gerçekleşmesi itibari ile 1 yıl içinde kullanılmalıdır.
Yani, gecikmiş ücretin ödemesi işverence yapıldıktan sonra; ödemenin yapıldığı günden itibaren 6 iş günü içerisinde fesih hakkı kullanılmalıdır. Böyle bir durumda bir avukat ile görüşülmesi sağlıklı olacaktır. Aksi takdirde işçi ücret alacağı nedeni ile iş akdini feshedemeyecektir.
Fakat, işçinin ücreti ödenmediği sürece haklı fesih nedeni devam ediyor olacağı için iş sözleşmesini feshetme hakkı da işçi açısından bu süre boyunca devam edecektir.
Ücret Nasıl Ödenir? Yabancı Para Birimi ile Maaş Ödenir?
Ücretin ödeme esasları ve nasıl ödeneceği İş Kanunu ile belirlenmiştir. Kanunun 32. Maddesi ile ücretin para olarak ödeneceği, para birimi olarak ise Türk Lirası’nın kullanılacağı düzenlenmiştir.
Ancak hemen belirtmek gerekir ki; hizmet sözleşmesinde yabancı unsurları bulunuyor ya da ücretin yabancı para birimi ile ödeneceği kararlaştırıldı ise yabancı parayla da ücret ödenebilir. Ayrıca, ücret yabancı para olarak kararlaştırıldı ise işçinin iş davası açması durumunda; ücret alacağı istek halinde Türk Lirası yerine aynen yabancı para olarak da hüküm altına alınabilir.
Ücret Ne Zaman Ödenir?
İş Kanunu ile ücretin en geç ayda bir ödeneceği düzenlenmiştir. Ancak, iş sözleşmesi ile ücret ödeme süresi bir haftaya kadar düşürülebilir. Gününde maaşın ödenmemesi sebebi ile işçi, iş görmekten kaçınabilir ve kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş akdini haklı nedenle feshedebilir.
Ücretin Bankadan Ödenme Zorunluluğu
İşçinin maaşı banka aracılığıyla mı yoksa elden mi ödenir? Sorusu da sık sorulan soruların başında gelmektedir. Ödeme şeklinde önemli olan konu, işverenin çalıştırdığı işçi sayısıdır. Buna göre:
01.06.2016 tarihinden itibaren İş Kanunu’na tabi olan işverenler, Türkiye’de çalıştırdıkları toplam işçi sayısının 5 ve daha fazla olması durumunda, işçilerin maaşlarını/ücretlerini banka aracılığı ile ödemek zorundadır.
5’ten daha az işçi çalıştıran işverenler ise işçilerin ücretlerini isterseler banka kanalı aracılığı ile isterseler de elden ödeme suretiyle gerçekleştirebilir.
Ücret Ödemesi Nerelerde Yapılamaz?
İş Kanunu’na göre; eğlence yerleri, perakende mal satışı yapılan dükkan ve mağazalarda çalışanların ücretleri/maaşları hariç herhangi bir ücret ödemesi yapılamaz.
Ücretin Miktarı Nasıl Belirlenir?
İşçi ve işveren, aralarında kuracakları iş sözleşmesi ile ücretin miktarını belirlemekte serbesttir. İş Kanunu ile ücret için bir üst limit belirlenmemiş olsa da ücretin asgari ücret miktarından daha düşük olmaması gerektiği belirtilerek bir alt sınır getirilmiştir. Buna göre, asgari ücretten daha düşük ücret ile işçi çalıştırılamaz.
Maaşın Asgari Ücretten Gösterilmesi-Sigorta Primlerinin Eksik Yatırılması
İşçilerin sigorta primleri, gerçek ücretleri üzerinden yatırılmak zorundadır. İşçilerin sigorta primlerinin eksik ya da düzensiz yatırılması ise gerek işçi gerek kamu açısından zararlar meydana getirmektedir. Bu nedenle de sigorta primlerinin eksik gösterilmesi ya da işçinin sigortasız çalıştırılması karşısında, işverenler açısından ağır ve ciddi cezalar meydana gelmektedir. Eğer sigorta primleriniz düşük yatırılıyor ise bir avukat ile iletişime geçmeniz sağlıklı olacaktır.
İşçinin sigorta primlerinin gerçek ücretinin altında yatırılması halinde tüm sorumluluk işverene ait olur. Böyle bir durumun meydana gelmesi halinde, işçi kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir.
Gerçek Ücret Nasıl İspatlanır?
İşçinin ücreti gerçek değerinin altında gösterilebilmekte veya iş sözleşmesinde hiç gösterilmemiş olabilir. Bu tip bir durumda, dava açıldığı takdirde işçinin ücreti konusunda çekişme meydana gelebilir. Peki, böyle bir durumda işçi; ücret alacağı davası veya kıdem tazminatı davası gibi işçilik alacaklarına ilişkin dava açarsa alacağı nasıl hesaplanır?
İş sözleşmesi ile işçinin ücreti konusunda bir düzenleme yapılmadıysa ve işçinin elinde de maaşı gösteren yazılı bir belge yoksa, ücretin ispatı konusunda birtakım sorunlar meydana gelebilir.
Yargıtay Kararları ile de kabul edilen genel görüşe göre; işçinin ücreti hesaplanırken, asgari ücretin altında kalmamak şartı ile aynı işi yapan diğer işçilere ödenen emsal ücretler dikkate alınır. TÜİK gibi ortamlardan alınacak emsal ücrete ilişkin yazı ya da meslek odalarına ve sendikalara yazılacak müzekkereler ile işçinin kıdemi, yaşı ve niteliği gibi özellikler de belirtilerek, emsal ücret araştırması yapılmalıdır.
Ayrıca, taraflarca imzalanmış hizmet sözleşmesi gibi yazılı bir belgenin varlığı halinde ücretin ispatı, ancak bu yazılı belgeye karşı eşdeğer nitelikte bir belgeyle yapılabilir. Tanık beyanı gibi deliller ile ispatlanamaz. Bu adımlar dikkatli şekilde takip edilmelidir. Aksi takdirde hak kayıpları yaşanabilir.
İşçinin Ücretinin Ödendiği Nasıl İspatlanır?
İş Mahkemelerinde ücret alacağı davası açıldığı takdirde; işçinin ücretinin ödendiğini ispatlamakla yükümlü olan taraf işverendir. İşveren, işçinin ücretinin ödendiğini ancak; banka ödeme dekontları ve işçinin imzasının bulunduğu ücret bordrosu gibi yazılı deliller ile ispatlayabilmektedir. Ücret bir para borcu olması nedeni ile ücretin ispatında tanık delili yeterli olmamaktadır.
İşveren, işçinin ücretinin ödendiğini böyle bir yazılı belge ile ispatlayamaması durumunda ödenmeyen ücret alacaklarından sorumlu hale gelecektir.
Maaşını Alamayan İşçi Ne Yapmalı?
İşçi, ücretinin eksik ya da düzensiz ödenmesi nedeniyle veya maaşın ödenmemesi sebebi ile iş akdini haklı nedenle feshedebilir ve arabuluculuğa başvurabilir. Bu sayede, maaş alacağı ve kıdem tazminatı başta olmak üzere diğer işçilik alacaklarını da işverenden talep edebilir.
Ancak, buna rağmen işveren ödeme yapmaz veya arabuluculuk anlaşmama ile sonuçlanırsa; işçi alacakları davası açılması gerekecektir. Açılan iş davası sonucunda işçinin haklı çıkması halinde, işveren ücret alacağı ya da kıdem tazminatı gibi işçilik alacaklarını ödemekle yükümlü olacaktır.
İşçinin Ücretinin Ödenmemesinin Hukuki Sonuçları
Ücret alacakları, kıdem tazminatı ya da ihbar tazminatı gibi feshe bağlı işçi alacaklarından olmadığı için maaşı ödenmeyen işçi, ödenmeyen maaşını/ücretini her zaman talep veya dava edebilir. Yani, işçi çalışmasına devam ederken dahi ücret alacağı davası açabilir. Fakat kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı gibi haklar feshe bağlı alacaklardır. Bu alacaklara ilişkin davalar ancak iş sözleşmesinin sona ermesi ile dava edilebilir.
Ücreti ödenmeyen işçi, ihtarname çekerek ücretinin ödenmesini talep edebileceği gibi; ücret alacağının ödenmemesi nedeni ile kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde işten ayrılabilir. Talep etmesine rağmen ücreti hala ödenmemiş ise dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurarak kıdem tazminatı, ücret alacağı gibi işçilik alacaklarını işverenden talep edebilir. Buna rağmen yine ödeme yapılmaz ve arabuluculuk da anlaşmama ile sonuçlanır ise işçi son aşamada ücret alacağı davası açabilir.
Tüm bu adımlar takip edilirken işçiler tarafından hata yapılabilmekte, haklı iken haksız duruma düşülebilmektedir. Ayrıca hemen belirtelim ki; işçinin ücret alacağı dışında kıdem tazminatı alacağı, ihbar tazminatı alacağı ya da fazla mesai alacağı gibi farklı işçilik alacakları da bulunabilir. İşçi uygun şartların meydana gelmesi halinde açacağı işçi alacakları dava ile işçilik alacaklarına ilişkin diğer haklarını da talep edebilir.
Ücret Türleri ve Ücret Ekleri Nelerdir?
Asıl ücret, ücret ekleri, parça başına (akort) ücret, aracılık (komisyon-provizyon) ücreti ve bahşiş gibi sık görülen ücret türleri bulunmaktadır.
- Asıl Ücret/Temel Ücret: Yapılacak işin karşılığında; genellikle aylık olarak işçiye ödenen ve miktarı işçi ile işveren arasında kararlaştırılan bir ödeme türüdür. Asıl ücret olarak da adlandırılır. İşveren tarafından ücrete; işsizlik sigortası, işçi payı, gelir vergisi, genel sağlık sigortası gibi kesintiler yapılarak işçiye ödenmektedir. Bu kesintilerin brüt ücretten düşülmesinden sonra ise işçinin eline geçen net ücret/maaş ortaya çıkmaktadır.
- Ücret Ekleri: Ücret ekleri, isminden de anlaşıldığı gibi işçiye ödenen temel ücret/maaş dışında yapılan diğer ücret ödemeleridir. Ücret eklerinin, temel ücrete eklenmesiyle giydirilmiş ücret ortaya çıkmaktadır. Ücret eklerinin süreklilik taşıması gibi durumlarda işçinin kıdem tazminatı hesaplanırken, bu giydirilmiş brüt ücret üzerinden hesaplama yapılır. En çok rastlanan ücret ekleri ise şunlardır:
- Prim: İşçinin, bir işi ya da çalışmasını başarılı şekilde yapması durumunda ödenen ve ödüllendirme amacı güden ek ücret türüdür. Prim ödemelerinin süreklilik kazanması ve iş yeri uygulaması haline gelmesi halinde, iş koşulu haline gelen bu primi talep etmek hakkı doğabilmektedir.
- İkramiye: Yılbaşı, doğum günü ya da bayram gibi günlerde; işveren tarafından memnuniyet gösterme amacı ile işçiye ödenen dönemsel ödemelerdir. İşverenin prim ödeme zorunluluğu bulunmaz. Fakat, iş yeri uygulaması ya da iş sözleşmeleri ile prim ödenmesine karar verildi ise işçi bakımından talep hakkı doğar. İş hukukunda bulunan eşit işlem ilkesi gereği, aynı durumda bulunan işçilerin bir kısmına ikramiye ödemesi yapılıp diğer kısmına ikramiye ödemesi yapılmaktan kaçınılamaz.
- Kar Payı: İşyerindeki verimi artırmak amacı ile elde edilen kârın bir kısmını vererek, işçileri ödüllendirme amacı taşır. Ücret eki olabildiği gibi esas ücret olarak da kararlaştırılabilir. Esas ücret olarak belirlendiği takdirde, bu ücret asgari ücretin altında kalıyor ise işveren tarafından asgari ücrete tamamlanmalıdır.
- Aracılık Ücreti (Komisyon): Komisyon ya da provizyon olarak da bilinen bu ücret, işçiye belirli işlerde aracılık yapması karşılığında ödenir. Ücret eki olabildiği gibi temel ücret de olabilir.
- Akort (Parça Başı) Ücret: İşçinin ürettiği mal ya da işin miktarına göre ödeme yapılan bir ücret türüdür. Önemli nokta üretilen işin sonucudur. İşçinin harcadığı zamandan ziyade meydana getirilen iş önemlidir.
Bu sayılan ücret eklerinin, iş sözleşmeleri ya da toplu iş sözleşmeleri ile düzenli ödenmesi kararlaştırıldı ise ödenmemesi durumunda ücret alacağı söz konusu olacağı için işçi açısından haklı fesih nedeni sayılabilir.
Ücret Alacağı Davası Zamanaşımı Süresi
Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıldır. Ayrıca, ücret alacakları doğdukları an muaccel hale gelir. Bu sebeple zamanaşımı süresi de doğdukları tarih itibari ile başlar. Ücret alacağı davası açıldığı takdirde, 5 senelik zamanaşımı süresi dava veya ıslah tarihinden geriye doğru hesaplanır.
Ücret Alacağı Davası Faiz Türü ve Faiz Başlangıç Tarihi
İş Kanunu’nun 34. Maddesi ile ücret alacaklarının gününde ödenmemesi durumunda, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiştir. Bu sebeple maaş alacağı mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
Fakat taleple bağlılık ilkesi nedeni ile bu faiz oranı yerine yasal faiz talep edildi ise alacağa yasal faiz de uygulanabilir.
Ücret alacağında faiz başlangıç tarihi ise temerrüt tarihine göre belirlenir. Eğer ihtarname çekilerek işveren temerrüde düşürüldü ise bu tarihten; düşürülmedi ise dava tarihi ve ıslah ile artırılan kısım için ıslah tarihinden itibaren başlar.
Ücret Alacağı Davası Ne Kadar Sürer?
Dava konusu olay hakkında detaylı bilgi alınmaksızın net bir süre verilemese de ücret alacağı davası genel olarak 1 sene içerisinde sonuçlanabilmektedir. Bu süre, dosyanın seyrine göre çok daha kısa sürebilir ya da uzayabilir.